"
-Nerede traş olursunuz beyim?
Tümü de bu dümeni kullanırdı. Hiçbiri ondan öncekini beğenmezdi. Bir kere salt konuşmaktan kurtulmak için İngilizce bir şeyler geveleyince, herif yarı Türkçe yarı el işareti acayip bir şaklabanlığa başlamış, sonunda fazladan iki buçuk lirasını almıştı. Pantolon cebinden bir lira çıkarıp masanın ucuna koydu.
-Traş bitinceye kadar konuşmazsan bu teklik de senin olur; konuşursan geri alırım.
-Nerede traş olursunuz beyim?
Tümü de bu dümeni kullanırdı. Hiçbiri ondan öncekini beğenmezdi. Bir kere salt konuşmaktan kurtulmak için İngilizce bir şeyler geveleyince, herif yarı Türkçe yarı el işareti acayip bir şaklabanlığa başlamış, sonunda fazladan iki buçuk lirasını almıştı. Pantolon cebinden bir lira çıkarıp masanın ucuna koydu.
-Traş bitinceye kadar konuşmazsan bu teklik de senin olur; konuşursan geri alırım.
"
Yusuf Atılgan / Aylak Adam
Yusuf Atılgan; bu cümlelerinde, hislerime nasıl da tercüman olmuş böyle.. Kuaföre gitmekten; sırf bazı kuaförler, yerli - yersiz; gerekli - gereksiz konuştukları ve isteseniz de susmadıkları için hiç hoşlanmam. Bu yüzden elimden geldiğince; kuaföre gitmemeye çalışırım çünkü onları susturmak mümkün değildir. Mutlaka; saçlarınızı kestirdiğiniz bir önceki kuaförü de kötülerler, bu neredeyse; adettendir.
Beril Öke Gülen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder